Malpraktis, bir diğer tabiriyle tıbbi Malpraktis, hastanın tedavisinde yani teşhis, endikasyon, tıbbi tedbirin seçimi, bu tedbirin uygulanması, tedavi yahut cerrahi girişim sonrası bakım, hastanın aydınlatılması ve klinik organizasyonu alanında kusuru, sırasıyla uygulama kusuru (tedavide hata), aydınlatma kusuru ve organizasyon kusuru olarak değerlendirmek mümkündür. Bu üç kusura "Tıbbi Uygulama Hatası" (Malpraktis) adı verilmektedir.
Yukarıda belirtmiş olduğumuz Malpraktis tanımı çerçevesinde, hekim ya da organizasyon kusuru içerisinde yer alan kamu hastanesi ile özel hastanelerine karşı açılan davalara Malpraktis Davaları denir.
Malpraktis davalarında zamanaşımı, devlet hastanelerine karşı açılan davalarda ve özel hastaneler ile doktorlara karşı açılan davalarda farklılık göstermektedir. Devlet hastanelerine karşı açılan davalarda 1 yıllık ve 5 yıllık zamanaşımı süreleri yer almaktayken, özel hastaneler ile doktorlara karşı açılacak davalarda zamanaşımı süresi doğrudan 5 yıldır.
Malpraktis Avukatı, hekimin kusurundan kaynaklı davalarda uzman olan ve aynı zamanda sağlık hukuku avukatı olan avukattır.
Hekimin hastayı tedavi esnasında ve sonrasında; teşhis ve tedavi yöntemini hatalı belirlenmesi, hastanın aydınlatılması yükümlülüğünün yerine getirilmemesi ve tedavi sonrasında rehabilitasyon sürecinde hastanın tıbbi standartlara aykırı bir şekilde takip edilmesi nedeniyle hasta nezdinde meydana gelen zararlar ile hekimin fiili arasında ilişkinin kurulabildiği durumlarda hekim kusurundan söz edilmektedir. Bu nedenle ortaya çıkan durum tıbbi malpraktistir.
Kamu hastanelerinde gerçekleştirilen hatalı teşhis ve tedavi yönünden açılacak tazminat davaları özel sağlık kuruluşlarından farklı olarak, doğrudan devlete karşı açılmaktadır. Burada hekimin kastı olmadığı sürece doğrudan doğruya hekime karşı dava açılması T.C. Anayasası’nın 129’uncu maddesi çerçevesinde mümkün değildir. Bu nedenle dava idari yargının görev alanına girmektedir ve idari dava prosedürü işletilmektedir. Detaylı bilgi ve Danışmanlık için Sağlık Hukuku ve İdare Hukuku alanlarında uzman Avukat ekibimizle iletişime geçiniz.
Özel Sağlık Kuruluşlarında gerçekleştirilen hatalı teşhis, tedavi, ameliyat gibi durumlarda kamu hastanelerinden farklı olarak doğrudan hekime ve organizasyon kusuru ve ksusursuz sorumsuzluk hallerinden niteliğine uygun düşen durumlarda Hastaneleri de hasım göstermek suretiyle dava açılabilmektedir. Özel Hastanelere ve hekimlere karşı açılacak Malpraktis davaları Adli Yargının iş alanına girmekte olup Tüketici Mahkemeleri görevli mahkemelerdir. Tüketici Mahkemesinin bulunmadığı yerlerde ise Tüketici Mahkemesi sıfatıyla Asliye Hukuk Mahkemeleri bu davalarda görevli mahkemelerdir. Bu durumda Tüketici Mahkemelerinde dava açabilmek için öncelikle Zorunlu Arabuluculuk müessesesinin işletilmesi gerekmekte, netice alınamadığı durumlarda ise süresi içerisinde Tüketici Mahkemesinde dava açılması gerekmektedir. Yine Belirtmek gerekir ki, açılacak tazminat davalarında sınır tüketici hakem heyetlerinin görevli olduğu parasal sınırı aşılmadığı durumlarda doğrudan yetkili tüketici hakem heyetlerine başvurulması gerekmektedir. Detaylı bilgi ve Danışmanlık için Sağlık Hukuku ve Tüketici Hukuku alanlarında uzman Avukat ekibimizle iletişime geçiniz.
Hekim ile hasta arasındaki ilişki kural olarak vekalet ilişkisi olsa da estetik ameliyatları, saç ekimi, implant diş tedavisi gibi tedavi yöntemlerinde, hekim ile hasta arasında eser sözleşmesi meydana gelmektedir. Ancak sözleşme türü değişmiş olsa da yine kamu hastaneleri ve özel sağlık kuruluşlarında izlenen yöntemlerle davalar açılabilmektedir.
Doğum sırasında hekimin kusurundan kaynaklı olarak bebek veya annede oluşan zararlar nedeniyle dava açmak mümkündür. Örneğin normal doğumun anne ve bebek açısında tıbben tehlike arz etmesine rağmen hekimin hatalı yönlendirmesi nedeniyle normal doğum yapıldığı esnada bebeğin veya annenin zarar gördüğü durumlarda hekimin kusuru açıktır. Gebelik takibi sürecinde bebeğin sağlık durumunu ve anneye zarar verip vermediğini incelemeksizin aileyi gerekli bilgilendirme yapmadan bebeğin doğumuna sebebiyet verildiği durumlarda bebeğin ağır hastalığının bulunması, anneye gebelik sürecinde zarar vermesi vs. gibi durumlarda hekimin kusurlu davrandığı kabul edilmektedir. Yine bu durumda da kamu hastaneleri ve özel sağlık kuruluşlarında izlenen yöntemlerle davalar açılabilmektedir.
Yanlış Tüp Bebek Tedavileri ve buna bağlı açılacak tazminat davalarında tedavi, aydınlatma ve organizasyon hatası nedeniyle dava açmak mümkündür. Yine bu durumlarda da devlet hastanelerine ve özel hastaneye açılan tazminat davalarında işletilecek prosedürler geçerlidir.
Ankara Malpraktis Avukatı olarak hizmet vermekte olan Avukat Erol Çağatay Demirtaş’a iletişim bilgilerimizde yer alan Whatsapp, telefon ya da mail adreslerimiz üzerinden ulaşabilirsiniz.
Avukat Erol Çağatay DEMİRTAŞ, İdari Davalara ilişkin her türlü konuda Hukuki Danışmanlık ve Avukatlık Hizmeti vermektedir. Danışmanlık Hizmeti her türlü iletişim aracı üzerinden sağlanmakta olup Telefon, Online (Facetime, Zoom, Microsoft Teams vb.) ve Yazılı (Whatsapp, Bip vb.) danışmanlık hizmeti vermektedir.
İdare Mahkemelerinde ve Hukuk Mahkemelerinde açılacak tazminat davalarında dava harç ve masrafları her yıl Adalet Bakanlığınca belirlenip Resmî Gazete’de yayımlanmaktadır. Malpraktis Davalarında Hukuki Danışmanlık ve Avukatlık Ücretleri ise genel olarak avukatlar tarafından işin türü ve mahiyetine göre belirlenmektedir.
Avukat Erol Çağatay Demirtaş © Copyright 2022 | Tüm Hakları Saklıdır. Yasal Uyarı: Bu site Türkiye Barolar Birliği'nin Meslek Kurallarına ve Reklam Yasağı Kurallarına tabidir. Sitenin kendisi, logosu ve içeriği, reklam iş geliştirme ve benzeri amaçlar ile kullanılamaz. Bu web sitesine link yaratmak yasaktır. Web sitemizde yer alan bilgiler hukuki mütalaa veya tavsiye değildir.